Geldiler dağlardan ve ovalardan kocamışlar. Söylediler sözlerini, gökten aşkın insanın üstüne nasıl düştüğüne dair. Şimdi, Gülizâr'ın gözü aydın, gönlü ferah. Hakan İlhan Kurt, "Gülizârnâme" isimli eseriyle bizleri selamlıyor.İnsan, aşkla yorumlarken kâinatı; şair, bu eserinde aşkı kâinatın bütün değerleriyle harmanlıyor, iç içe geçiriyor ve önümüze seriyor. Hakan İlhan Kurt; Gülizâr'a en güzel seslenişini yapıyor aslında, 'en güzel şiirimi sana yazacaktım' diyerek. Biz de onu okurken; Gülizâr'ı bazen bir çığlıkta, bazen bir buğday tanesinde gördük. Kâh Tanrı'ya şükrettik kâh Gülizâr'a yalvardık. Korktuk yüz çevirmesinden, günün aydınlığını yitirmesinden. Sizler de bu değerli eseri okurken mısralar arasında kaybolacak ve kelimelerin aşka nasıl boyun eğdiğine şahit olacaksınız.Mısralarla konuşacak ve aşkın felsefesine değineceksiniz. Gülizâr bazen göğsünüzde görkemli bir isyan patlatacak, bazen ise bütün saflığıyla diz çöktürecek. Güzelliği, bütünlüğünde Gülizâr'ın. Sevmeye sebep bulamadığımız şu zamanın çirkinliğinde bizlere sevgiyi işliyor. Hakan İlhan Kurt, bu eseriyle sevgiyi anlatırken de kullandığı sözcükleri özenle seçerek önümüze taşıyor. Köklü bir edebiyatın ürünü olan bu eser, içerdiği zenginlik bakımından da sözlüklerimize ışık tutuyor. Dedik ya; konuştu kocamışlar, şimdi konuşma vakti Gülizâr'ın.