“Peşimde dolaşan her avcı, kurban olmaya hazır şeytandır.” Hayat denilen gizemli serüvende siyahla beyaz, gündüzle gece, sevinçle hüzün, aydınlıkla karanlık gibi sayısız zıtlıklar kol kola girerek bize eşlik eder. Bu durumu zamanla öylesine kabulleniriz ki etrafımızda olup biten her şeyi bu “dualite” penceresinden bakarak değerlendirmeye; iyi ve kötü hakkında keskin yargılara varmaya başlarız. Peki masum olanla şeytanın, avla avcının, kurbanla katilin kim olduğu acaba her zaman bu kadar net olarak belli midir? “Gölge Bekçisi”nde kurban olmaya hazır şeytanla, peşinde koşmakta olduğu avının arasındaki savaşın kazananı veya kaybedeni olmayacak; çünkü gölgeler, karanlık ve aydınlığın mücadelesine şahitlik etmek yerine bu defa kaderi belirleyecek… “Gölge Bekçisi” sıra dışı karakterleri, gerçeklik algınızı değiştirecek olay örgüsü, bir an bile düşmeyen temposuyla soluk soluğa okuyacağınız bir eser. Yüreğinizin tenha köşelerinde gizlenmiş duygularla yüzleşmeye; beyninizin en ücra kıvrımlarında yolculuğa çıkmaya hazırsanız, elinizde doğru kitabı tutuyorsunuz demektir. -Fatma Kayhan