Michel Tournier’nin yapıtlarının özgünlüğü, unutulmuş mitlere ve eski hikayelere dayanır. O, mitlere yeniden hayat veren hem gerçekçi hem de fantastik yapıtları aracılığıyla karmaşık gerçek dünyayı kavramaya çalışır. Tournier, miti kurulu düzeni bozan kargaşaya bir çağrı olarak da görür. Canlılığını yitirmiş bir mite alegori denir. Yazarın işlevi mitlerin alegoriye dönüşmesine engel olmaktır, der Tournier. Onun mitlere dayanan romanları, doğru bir zamanda; okurun karakter analizi, olay örgüsü, dramatik yapı gibi geleneksel roman öğelerinden yoksun nouveau roman’dan bıktığı bir sırada edebiyat sahnesine çıktı. Modern dünyaya sırtını dönen Tournier, eski hikayelere yönelerek, onları yepyeni bir bakış açısından anlatmaya koyuldu. Tanrı tarafından Fransa Krallığı’nı kurtarmakla görevlendirildiğini söyleyen Jeanne D’Arc ile silah arkadaşı Gilles de Rais’nin yazgılarına kişisel yorumunu getirdiği bu romanında Tournier, çift, ikizlik kavramlarına yoğunlaşarak bize bir ikilik kavramlarına yoğunlaşarak bize bir ikilik miti aktarıyor. Birbirine karşıt iki figürün, bir melekle bir şeytanın yazgıları arasında paralellik kuruyor.