Yazar Faye, boşanmanın ardından iki oğluyla beraber Londra’ya taşınır. Satın aldığı harabe halindeki dairenin tadilatı sürer, kendisi de hâlâ geride bırakılamamış bir geçmişle belirsiz bir gelecek arasında arafta beklerken, çeşitli insanların –eski bir sevgili, yeniden bir araya gelinen dostlar, yazarlar ve başkaları– anlattığı hikâyeleri dinler: Anne babaların ve çocukların gölgelerinin üşüştüğü, eski bağları koparıp atmaktan ve aynı kalmaktan söz edilen, biten şeylerin ağırlığının altında değişimin kıpırtısının hissedildiği hikâyeler. Konuşmaktansa dinlemeyi tercih eden anlatıcının soğuk bakışının altında, temas edilen bütün hayatlar, aile, kader, arzu, yalnızlık, bağlanma ve sorumluluk hakkında şiirsel mesellere dönüşür. Rachel Cusk, Çerçeve ile başladığı yeni bir tür roman yazma girişimini, Geçiş’te yeni temalara açılarak ve yeni derinlikler keşfederek sürdürüyor. Cusk kural kitabını yırtıp atmış, böylece baş döndürücü güzellikte ve özgünlükte bir roman yazmış. - New York Times Cüretkâr, özgün ve insancıl. - Daily Telegraph