Türkiye’deki solun kendi arasındaki bölünme ve rekabet gittikçe sertleşmeye başlamıştı. Bu sertleşme tabanda daha belirgin bir hâl almıştı. Çünkü tabandakiler mahallelere hâkim olup üstlerine kendilerini ispatlamak istiyorlardı. Okuma, öğrenme yerine, eylem çok daha önemliydi onlar için. İşte böyle bir dönemde polisin mahalleyi sarması pek hayra alamet değildi. Bunu hisseden Zafer, tedirgin bir ruh hâliyle koyuldu yola. O mahallede büyüdüğü için hangi sokaktan ve nasıl gidileceğini çok iyi biliyordu. Dereden mahalleye girdiğinde, üç beş kadının kendi aralarında konuştuklarını gördü. Biraz mola vererek onları dinlemeye koyuldu. Kadınlar, etrafı polislerin sardığını söylerken, bir taraftan da olayı anlatıyorlardı.