Çaresizlik, yeni çarelere üretmeye zemin hazırlıyordu. Gaz az ise lambayı fazla yakmamak, erken yatmak bunlardan yapılması gerekenlerden en önemlisiydi. Gerçi elini neye atsan yoktu. Teknolojik imkân yoktu. Köylü ellerindeki buğday tohumlarını yarım yamalak eşek veya öküzle sürülmüş tarlalara elle serpiyor, üstünü tapan denen bir ağaçtan yapılma aletle kapatmaya çalışıyordu. Tarımla uğraşmak zor işti. Fatma, eşi hastalandıktan işleri yaparken çok zorlanıyor, arada sırada komşulardan yardım alıyor, bunun karşılığı olarak da onların işlerini gidiyordu. Naçar bir evlilik Fatma’yı iyice bunaltmıştı. Hacı’nın kardeşi Yunus arada bir yardım ediyordu. Yunus, Hacı’dan iki yaş büyüktü. Arada hasta kardeşine yoğurt, süt getirir, Fatma’nın gücünü aşan işlerde yardımcı olurdu. Yunus, sessiz bir adamdı. Az konuşur, insanlarla bir araya nadiren gelir, boş zamanlarını bağlarda su başlarında, dağlık yerlerde dolaşarak geçirirdi. İbadetine düşkün bir adamdı. Dedikodudan uzak dururdu. Fatma’ya acısa da bunu belli etmiyordu.