Hâlimi tercüme edecek olursam ya da hayat hikayemi kısaca belirtecek olursam, aklıma şunlar geliyor: Memleket olarak doğduğum yeri sorarsanız Pazarcık. Kahramanmaraş’ın şirin bir ilçesi. Pazarcığa, Kahramanmaraş’tan gelmişiz. Aslımız Kahramanmaraş’lıdır. Sandalzade olarak bilinen bir aileye mensubum. 7 kardeşin üçüncüsüyüm. 1965 yılında doğdum. Babam geçimini Marangozlukla sağlardı. 17 yıl kadar önce emekli oldu. Annem 2007 yılında vefat etti. Allah (cc) rahmet eylesin. Canım Annem, birçok Anadolu kadını gibi çileli bir hayat yaşadı. Babam da elinden emektar bir kişidir. Hayatı boyunca hep çalışarak yaşadı. Babam gibi Ben de el sanatlarıyla ilgilenmeyi ve marangozluk mesleğinde ürünler üretmeyi çok isterdim. Ancak, elim el sanatkârlığına yatkın değil. Sanatkâr olamadığımız için okuduk. Pazarcık Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Şiire 13 yaşında başladım. Ortaokul, lise, üniversite yıllarında çok şiir yazdım. 1987 yılında memuriyete başlayınca biraz mola vereyim dedim. Bu mola uzun sürdü. Yazmaya tekrar 2000’li yıllardan sonra başladım. Bu tarihten sonra edebiyat alanındaki çaba ve çalışmalarımı artırdım. Elhamdülillah, bu tarihten sonra 10 kitap yayınladım. Elinizdeki bu kitap on birinci kitabımdır. Haydi hayırlısı. Evliyim. Mehmet, Ebru Nur ve Abdurrahman Taha isminde üç çocuk babasıyım. Ahmed Fuad isminde bir torunum var. Maşallah. Bu kitabın ana maksadı, başta gençlerimiz olmak üzere tüm insanlarımızın gönlüne, yüreğine hoş gelecek sözler sunmaktır. Şiirler bir vasıtadır, maksat değildir. Maksat o şiirleri Hak bir Davada, rıza-i ilahi için sunmaktır. Bizden sunması. İnşallah sunduklarımız yerini bulur. Allah emeklerimizi boşa çıkarmasın. Allah faydalı ve hayırlı insanlar arasına bizleri de dahil eylesin. Şair Yazar olarak bu hususları belirtmenin yanında bir Kamu Görevlisi olarak da “insanı yaşat ki, Devlet yaşasın” inanç ve fikri doğrultusunda hareket etmeyi bir vazife bildiğimi hassaten belirtiyorum.