Freud’un Yası, 20. yüzyıl boyunca psikanalitik teori ve uygulamalardaki değişimleri keşfetmenin temeli olarak Freud’un yas deneyimlerini ve teorilerini çözümlemektedir. 20. yüzyılın başlarındaki modernist Freud yerini 21. yüzyılın postmodern Freud’una bırakmıştır. Madelon Sprengnether, Freud’un hayatındaki başlıca biyografik vakaların önemli bir yorumunu sunuyor ve bunu yaparken Freud’un erken yaştaki kayıplarının yasını tutamamasının yas teorilerini nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Bu durumun ardıllarına ödipal öncesi çalışmalar alanını açarak nesne ilişkileri, öznelerarası ve karşıaktarım teorileri, Lacancı analiz ve travma teorisi gibi bir dizi yeni psikanalitik teoriye imkân sağladığını ileri sürüyor. Bu yaklaşımların çoğu, yasın ego gelişimi süreci için kritik olduğu şeklindeki formülasyon konusunda farklı yönlerden gelip bir noktada buluşmaktadır. İşte bu argüman aracılığıyla Sprengnether de, modernizmden postmodernizme, yani ustalık vurgusundan kırılganlığa, dikeyden yatay anlam oluşturma sistemlerine ve kelimelerle temsil edilebilen alandan sözel olmayan alana geçişin izini sürüyor. Freud’un Yası, Freud’un yasla kendi mücadelesini keşfederek, onu donmuş idealleştirmeden kurtarırken ve çalışmalarının 21. yüzyılda taşıdığı önemi gösterirken, bizim de onun yasını tutmamıza imkân tanımaktadır.