Geçen yüzyılın başında Freud’un seslenişi kulaklarda uğursuz ve ürkünç bir yankı bırakır. Modern burjuva bireyi ve bu dünyanın yarattığı küçük insan tipleri bu sesi pek de duymak istemeyecektir. İnsana dair şimdiye kadar karanlıkta kalmış bir düşüş hikâyesinin çözümlemesi midir sözü edilen? Freud kara haberi verirken bir an olsun tereddüt etmeyecektir: “Bir insanın yazgısını, yaşamının ve yaratıcı etkinliğinin tüm içeriğini –bir sanatçıysa sanatının, bir bilim insanıysa bilimsel kuramlarının, siyasetçiyse siyasi programlarının ve eylemlerinin vb. içeriğini– belirleyen şey, cinsel içgüdülerindeki dalgalanmalardır. Diğer her şey, güçlü ve temel bir cinsellik ezgisinin ikinci sesidir ancak.” Freud’un temel yaklaşımını bu çarpıcı ve radikal formülle izah eder, Bahtin çevresinin önemli düşünürü Valentin Nikolayeviç Voloşinov…Freud’un başarısı rahat ve konformist çevrelerde tüm gizem örtülerini kaldırmak ve insanı saklandığı delikten çıkarmaktır. Gelgelelim psikanalitik yöntem tek boyutlu açıklamalarıyla bu sefer başka sınırlamalara yol açmıştır. Voloşinov, insanın farklı dinamiklerden beslenen bir çoksesliliğe de sahip olabileceğine işaret eder. Voloşinov’un çoksesliliği toplumun şarkısıdır aslında. İnsan çevreden, dünya görüşlerinden ve ideolojik fenomenlerden soyutlanamaz. Eğer insan yalnızca biyolojik bir varlığa indirgenmiş olsaydı o bir hiç hükmünde kalır, tüm özgürlük imkânları elinde alınırdı. Voloşinov, Freud’un psikanalizinde kapalı kalmış ögeleri tek tek açımlar.Biyolojik belirlenimin karşısına tarihsel varoluşu yerleştirir. Bilinçdışının toplumsal dille beslenen zenginliğini gösterir. Anlam konusunda etkileşimci, diyalojik bir ilişki arayışına girer… Yazıldığı dönem itibariyle zamanın oldukça ilerisinde ve bugüne kadar Freudculuğa dair yazılmış en yetkin çalışmalardan biri…