Neredeyse felsefenin kendisi kadar köklü bir geçmişe sahip toplum sözleşmesi geleneği/teorisi ahlaki, hukuki ve politik referanslara sahiptir. Bu yüzden de sadece felsefenin tartışma konusu olarak kalmaz, aynı zamanda siyaset bilimi, siyasal düşünceler tarihi, sosyoloji, hukuk gibi farklı disiplinlerin ele aldığı ve tartıştığı, içerikçe oldukça zengin bir alan olarak karşımıza çıkar. En genel ifadeyle, toplum sözleşmesi teorisi bireylerin ahlaki ve/veya politik yükümlülüklerinin bir sözleşmeye ya da anlaşmaya bağımlı olduğunu ve bu dolayımla da içinde yaşadıkları toplumu biçimlendirdiklerini ileri süren yaklaşımdır. Bu yaklaşımın sistematik felsefe bağlamında karşımıza çıkan tartışma konuları arasında anlaşma, birliktelik, rıza, sivil toplum, kamusal gerekçelendirme, yurttaşlık, yasa, hak, egemenlik gibi kavramlar yer alır. Yine bu konulara paralel olarak tarihsel çerçevede yürütülebilecek tartışmalarda Antik Çağ’dan günümüze değin pek çok isim (Sofistler, Sokrates, Epikuros, Thomas Hobbes, John Locke, Jean-Jacques Rousseau, Immanuel Kant, John Rawls vb.) belirir. “Toplum Sözleşmesi”nin dosya konusu olarak seçildiği bu sayı toplum sözleşmesine yönelik felsefi, ahlaki, hukuki ve politik yorumlara odaklanan yazılara ayrılmıştır. Dolayısıyla ilgili sayı toplum sözleşmesinin kavramsal çerçevesi içinde yer alan farklı mefhumları açık kılmaya çabalayan, sözleşme teorisini belirli bir problem doğrultusunda çözümleyen, toplum sözleşmesini savunan ya da eleştiren düşünürlerin yorumlarını değerlendiren yazılara yer vermiştir.