Kant Fakültelerin Kavgası’nı, Prusya Kralı Wilhelm Friedrich’in ağzından kendisine hitaben yazılan ve dinî konulara ilişkin yayın yasağıyla sonuçlanan krallık emirnamesine tepki olarak kaleme almıştır. 1798 yılında, ölümünden 6 yıl önce yayımlanan bu çalışma, yalnızca filozof hayattayken yayımlanan son eseri ve dolayısıyla bir anlamda onun felsefi vasiyeti değil, aynı zamanda Aydınlanma fikrinin son anıtsal metnidir.Kitap, akademik özgürlüğü sine qua non bir koşul olarak varsayan üniversite fikriyle ilgili bir projeye dayanıyor fakat onu Yalın Aklın Sınırları İçinde Din adlı kitabının devamı olarak görmek de mümkün: Kant hem orada ortaya koyduğu görüşleri daha açık hâle getiriyor hem de bu kitap dolayısıyla kendisine yaşatılan zorluklardan dolayı birtakım isimlerle hesaplaşmaya gidiyor. Bu nedenle eser, her ne kadar işin içine tıp ve hukuk fakültelerini dahil etse de aslında felsefe ve ilahiyat fakültelerinin kavgasına odaklanıyor. Diğer yandan kitabı, Vorländer gibi, Kant’ın hayatındaki “değişmeyen tek aşkı” felsefeye adanmış bir metin olarak okumak da mümkün. Bu kitapla o, hiyerarşinin en altında görülen felsefenin, kıstas özgürlük olduğunda en üstte olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu anlamda elinizdeki eser onun özel olarak felsefeye, genel olarak üniversiteye bir vasiyetidir. Fakat tüm bunlara ek olarak ayrıca vurgulanması gereken bir başka nokta da kitabın neredeyse baştan sona bir hiciv yazısı olduğudur.VakıfBank Kültür Yayınları, Fakültelerin Kavgası’nı; Erol Özbek’in çevirisi, Nebil Reyhani’nin editörlüğü ve sunuş yazısıyla, Almanca aslı ve Türkçe çevirisi karşılıklı olarak okuyucuya sunuyor.