Ayıcığı eski de olsa Su onu çok severdi. Su için ayıcığı bir oyuncaktan çok arkadaşı gibiydi. Bir gün Su, babası ve ayıcık, birlikte deniz kıyısına gittiler. Onlar dalgalarla oynarken yaklaşan fırtına bulutlarıyla birden yağmur bastırdı. Toplanırken öyle acele ettiler ki, ne Su ne de babası, ayıcığın çantanın içinden fırlayıp düştüğünü fark etti. Su, biricik oyuncak ayısını kumsalda kaybettiğinde, bunu denizden başka gören olmadı... Ayıcık, uçsuz bucaksız ve bomboş kumsalda tek başına kaldı. Ama evine, Su’ya dönmeliydi. Deniz, ayıcığını kaybettiği için kızın ne kadar üzgün olabileceğini biliyordu ve bu yüzden yardım etmeye karar verdi. “Seni evine götüreceğim,” diye fısıldadı deniz. Eğer kalbinde taşırsan, hiçbir şeyin gerçekten kaybolmadığını anlatan, dokunaklı ve kalpleri ısıtacak bir hikâye... TomPercival’ın yazıp resimlediği Evini Arayan Ayıcık, yalnızca hikâyesiyle değil, çizimleriyle de özel bir kitap. Karakter ve objelerin tamamı Percival tarafından çizilmiş olsa da, tüm arka planlar ve manzaralar Amsterdam’daki bir müzede sergilen, aralarında Van Gogh’a ait bir tablonun da bulunduğuyedi ayrı eserden parçalar taşıyan bir kolaj çalışması.