Hem merak hem korku uyandıran, psikiyatriden çeşitli sanat dallarına geniş bir yelpazenin konusu olmuş delilik ve delileri Rüya Kılıç, erken modern dönem Osmanlı’da inceliyor. Delilerin teşhis edilmesi, delilik alametleri, tedavi yöntemleri gibi tıbbın konuya yaklaşımının yanı sıra toplumun delilere bakış açısını da ihmal etmiyor. Osmanlı’da dinin, delilere muameledeki etkisini de siyasi iktidarın delilere olan tavrını da dikkate alıyor. Modern psikiyatri öncesiyle günümüzdeki delilik “tanımlarının” farklılığını da mercek altına alan Erken Modern Dönem Osmanlı’da Delilik ve Deliler, yazarının deyimiyle “bir sessizliği” deliyor, ilgi duyulan ancak üzerine çok çalışılmamış bir alana ışık tutuyor. “[...] delilik bir kişi için sürgün gerekçesi daha sonra aynı kişi hakkında merhamet talebiyle affedilme gerekçesi olarak karşımıza çıkabiliyor. Kaldı ki sıklıkla vurgulanan merhamet sınırsız ve karşılıksız değildi. Kısaca ifade edecek olursak, yapılan, sadece Osmanlı’da deliler ve delilikle ilgili yüzeysel ve genelleyici yargılara varmak yerine bunları anlamaya ve anlatmaya yönelik sınırlı bir çabadan ibarettir.” RÜYA KILIÇ