Bir Göç Hikâyesi “Göç yaşayanlar farklı olur (…) Anavatanından, doğduğun yerden sökülüp atılmak, her şeyini geride bırakıp yollara düşmek bambaşka bir histir, hayatının hiçbir anında yakasını bırakmaz insanın.” Yaşadığımız coğrafyada bir ya da iki kuşak geriye bakıldığında bu duyguları paylaşan o kadar çok insan vardır ki… Kiminin babası Rodos’tan, Girit’ten, kiminin annesi Makedonya’dan, Batı Trakya’dan koparılıp gelmiştir anavatana. Hepsinin gözleri nemlenir, uzaklara dalar zorla ayrıldıkları toprakların adı anıldığında. Dünyaya geldikleri, ilk nefeslerini aldıkları yerde olmamanın ince hüznünü taşır hepsi… Ve geride bıraktıklarının özlemini… Bu romanda savaşların sebep olduğu ayrılıkların, acıların, kapanmayan yaraların, dinmeyen özlemlerin hikâyelerini okuyacaksınız. Bütün bu dramatik olayların ortasında kalan insanların şaşkınlığını, çaresizliğini, bedbinliğini ve her şeye karşın dayanma gücünü bir kez daha hatırlayıp onların sık sık yaptığı gibi “Bütün bunlar ne içindi?” diye soracaksınız belki de…