“Van der Wouden, ruhun çatlaklarını incelikle resmediyor. Emanet, hem bir çıkış romanı hem de bir edebi manifesto.” —Booker Ödülü Jürisi Bir evin odaları ne kadar sır saklayabilir? Ya bir insanın kalbi? Hollanda kırsalında, savaşın ve kayıpların gölgesinde bir taş ev... Bu evin yalnızlığını kutsal bir emanet gibi taşıyan Isabel. Geçmişin izlerini birer birer kataloglayan, anıların tozunu silerken kendi kırık dökük hikâyesini inşa eden Isabel’in hayatı, kardeşi Louis’nin sevgilisi Eva’nın gelişiyle altüst olur. Eva, yalnızca bir misafir değil; Isabel’in sessiz dünyasına atılmış bir kıvılcımdır. Ve bu kıvılcım, hem Isabel’in hem de evin taş duvarlarının ardına saklanmış sırları ortaya çıkaracaktır. Emanet, yasak bir aşkın büyüsünü, bir evin duvarlarına sinmiş fısıltıları ve geçmişin inatla direnen ağırlığını anlatıyor. Yael van der Wouden, 2024 Booker kısa listesine kalan bu usta işi ilk romanıyla insan ruhunun en mahrem köşelerine dokunurken bizleri yalnızca bir hikâyenin içine çekmekle kalmıyor, aynı zamanda unutmanın ağırlığını ve hatırlamanın cesaretini sorgulatıyor. Van der Wouden’in cümlelerinde zaman yavaşlıyor; geçmişle bugün iç içe geçiyor. Emanet, yasak bir aşkın, kapanmamış yaraların ve sırrını korumak için direnen bir evin hikâyesini derin bir duyarlılıkla anlatıyor. “Emanet, bir evin kalbini dinlemeye davet ediyor. Sessiz ve derin bir yankı, adeta bir fısıltı: Bu hikâye sizi kendine çekecek.”— The Independent