Her şeyden önce bir gerçekten kopmadı Eser Gürson: edebiyatın kendisine yakın durulması gerekliliğinden. En iyi edebiyat okuyucusunun yazarlığa en yakın aday olduğunu savundu. Yeni gelen her başarılı sanatçının, beraberinde getirdiği özgünlükle edebiyat kuyusunun dibini görebilme umudunu bir kez daha kırdığını aktardı. Bu dipsiz kuyunun karanlıklarına dalmanın edebiyat düşünürlüğü için bir zorunluluk, bu düşünürün görevininse kuyuya ışık tutmak olduğunu ifade etti. Söz konusu kuyunun dışında kalan bir eleştirmenin edebiyatın da dışında kalacağını belirtti. Eleştirmenin, karanlığın bizzat içine girme cesareti göstererek o karanlığın içinden aydınlığa ışık tutabilmesi gerektiğini öne sürdü. Özellikle 60’lı yıllarda yazdığı metinlerle çok konuşulan, uzun bir aradan sonra özünden hiçbir şey kaybetmeden yazılarına devam eden, meseleleri zamanının ötesinde kapsamlı bir biçimde ele alışıyla eleştiri geleneğinde yeni kapılar açan Eser Gürson’un yazıları özel bir seçkiyle Edebiyattan Yana ve Diğer Yazılar’da okuyucusuyla buluşuyor.