İşte insan! Çarmıha gerilmeden hemen önce İsa için söylenmiş bu sözü şimdi Dionysos karakterine sahip olanlar için söylüyor Nietzsche. Bugüne kadar işitilmemiş yepyeni bir çağrı ve haykırıştır bu insan için. Her şeyden önce Nietzsche kendisini okuyacak insanlara değil, onun seslenişini duyabilecek kulaklara ihtiyaç duyar. Çok az düşünür onun çapında uyarıcı bir filozof olabilmiştir. Tüm tehlikeleri işaret ederek, tam bir bozulmaya ve insanın dekadan değerlerine karşı gerçek bir panzehir olarak… Ecce Homo’da Nietzsche yapıtlarının bir özetini sunar. Bambaşka bir deneyim ve kendilik bilgisiyle meydan okur. Haklı olarak o hiç kimseye benzememekle övünecektir. Nietzsche’nin herhangi bir kitabını eline alanlar kendisini bu derece övmesinde bir şaşkınlık duyacaklardır. Ancak bu övgülerde, pek az düşünürde olan bir içtenliği ve hakiki değerlere kendini adamışlığı da sezinleyeceklerdir. Ecce Homo’da tüm değerler yeniden değerlendirilmeli, ideal ve ahlâk adına üzeri örtülen kavramlar açığa serilmelidir. Zira kaynağını hayattan almayan her şey çürümeye mahkûmdur. Akıl, hastalık, hınç, bencillik, müzik, gerçek okuma, çalışma ve varolma açık hava ve yaratıcı iklimler arasında gezinen bir yaşam filozofu olarak Nietzsche çekiçle nasıl felsefe yapılacağını bir kez daha gözler önüne serer.