“Burada hamdolsun ben sıhhat ve afiyetteyim. Ordumuzun Allah’ın yardımıyla muzafferiyeti, bütün endişeleri yok ettiğinden keyif ve neşemizin hududu yoktur. Yalnız sıkıldığım nokta, Nazimeciğimden, yavrucuklarımdan uzak olmaklığım ve bu yetmezmiş gibi bir de üstelik onlardan zamanında haber alamamaklığımdır. Şimdi bütün gayret ve himmetimizi düşmanın külliyen topraklarımızdan atılmasına hasretmiş bulunuyoruz. İnşallah bu bela bir an evvel atlatılmış olur da şimdiki üzüntülerin acısını İzmirimizde, İstanbulumuzda çıkarırız.” Bu satırlar gazeteci ve siyasetçi Yunus Nadi’nin Sakarya Meydan Muharebesi’nin hemen ardından eşi Nazime Hanım’a yazdığı mektuptan kısa bir bölüm. Yunus Nadi, 1914-1934 yılları arasında gönderdiği mektuplarda Birinci Dünya Savaşı’nın sıkıntılı günlerinden başlayarak, Milli Mücadele sırasında BMM’de mebus olarak geçirdiği dönemi, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile yakın ilişkisini, Cumhuriyetin kuruluş sürecine tanıklığını ve ilk on yılda yaşananlar hakkındaki yorumlarını aktarıyor. Torunu gazeteci Emine Uşaklıgil’in yayına hazırladığı mektuplarda ayrıca, Yunus Nadi’nin eşi ve çocuklarına olan özlemi, günlük hayatında olup bitenler, gazetecilik faaliyetleri ve yurtdışına yaptığı seyahatlerden izlenimler yer alıyor.