İhanet kirlenmiş bedenidir ölümün; kollarında kendine yakıştıramadığın bir orospu gibi kalakalır, çiçek bozuğu bir düşün oyuklarından içmeğe zorlandığın su gibidir, hayat kurutur. Kulaklarından dolar soğuk esintisi, beyninde çarpışarak hızını arttıran korku çığlıkları ergin boğazından fırladıkça yankısından delik deşik olur gövden. Metal bir boşluk sanırsın kendini: sözler durmaz içinde, gençliğin tüter durur sırrı kazınmış bakışlardaki çakallara atılan ete dönüşmüş yüreğiyle. Bir çocuk iken yitiktir bedenin, cesedine halâ sıcak bir elle dokunabilirsin oysa. Anlayamazsın halini; yarım sırıtışıyla ihanetin erişemediği bir bölümün kalmıştır, zamanla ayrımsadığında masum ezgilerin titreştirdiği yapraklarla donanırsın. Sevginin sıcak, yalınç kozasında binlerce düş ışığı doluşur gözbebeklerine üst gerçeklerini inanılır kılacak olan!