Etkileyici dış görünüşü, tatlı dili ve karizmatik kişiliğiyle Felix Krull, doğanın cömert davrandığı şanslı azınlıktandır, ne ki bir eksiği vardır: Toplumsal statüsü, yükselme kapılarını açmaya elverişli değildir. Fakat hayal gücünün de yardımıyla yazgı düzeltilebilir; doğanın eksiği, ikincil doğamız olarak şekillenen kültürün ve toplum hayatının içinde rahatlıkla tamamlanabilir. Böylece Krull, haksız olduğunu düşündüğü bir tesadüfle doğuştan kendisinden esirgenen ufak ayrıntıyı, Dol*andırıcılık kariyerinin basamaklarını hızla tırmanarak telafi etmeye girişir. Thomas Mann, ölmeden kısa süre önce yayımladığı Dol*andırıcı Felix Krull’un İtirafları’nda, bir sahtekârın toplum içindeki yükselişine tanık ediyor okuru. Mann’ın bir dönemin ünlü otel hırsızı Romanyalı Georges Manolescu’nun anılarından esinlenerek kaleme aldığı bu son romanı, ancak sanatçıya bahşedilmiş olabilecek türden bir hayal gücünü, ironik bir üslupla suçun konusu haline getiriyor. Mann’ın eserlerinde sanatçının oyun alanı olarak şekillenen gerçeklik ile görünüş arasındaki ince sınır çizgisi, Dol*andırıcı Felix Krull’un İtirafları’nda hile, düzen ve entrika aracılığıyla ihlal ediliyor ve kolayca suça dönüşebilecek bir yaşantıya dönüşüyor. Dol*andırıcı Felix Krull’un İtirafları, ilk kez Türkçede.