Bildik sandığımız; özünde hep uzak, hep ayrı kaldığımız bir dünya… Ameliyathanelerde, yoğun bakımlarda, ilkyardımlarda, curcuna içindeki poliklinik koridorlarında sesleri duyulamayan yürek vuruşları… Kurtarmaya çalışırken tükenenlerin dünyası…Açlık susuzluk dinlemeden sabahlayanlar; haftalarca, aylarca evinden, çoluk çocuğundan, sevdiklerinden ayrı kalanlar… Hiç tanımadığı hemcinsleri için kendi sağlığını hiç sayanlar, sessiz bir yıldız gibi karanlığa kayanlar… Cana can katarken sararan fotoğraflar; tarihin ve hayatın nankör loşluklarında solanlar… Ne alkış, ne verilecek üç kuruş söndüremez onların yürek yangınlarını; dolduramaz geride kalan boşluklarını… Kulak verelim hele, bir dinleyelim, geçmişten bugüne, bugünden geleceğe… Sağlığın ve sağlık uğraşının o öteki yüzü… Göğüs etlerinde hep insan resmi iğneli; ak önlüklerin öyküsü…