Hayır, her masal mutlu sonla bitmez; güzel kızlar her defasında yakışıklı prenslerle evlenip sonsuza dek mutlu yaşamazlar. Bazı masallar derinlere gömülmüş dürtülerin ve aşırılıkların cazibesine kapılmış laftan anlamaz ruhları, şehveti, yalanı, açgözlülüğü; bir insanı insanlıktan çıkarabilecek her ne varsa onu anlatır. Alımlı mı alımlı safdil bir genç kadın, kuytularda gizlenmiş tutkuların, tıkınırcasına yenen yemeklerin, bitimsiz bedensel hazların sınırlarında gezinmeye karar verir, ta ki günün birinde kıvrık kuyruğu, etli yanakları, tüm vücudunu kaplayan kıllarıyla besili bir dişi domuza dönüşene dek... Sömürülmeye göz yumdukça bedeni ve ruhu tahribata uğrayan bu kadının önünde artık iki yol vardır: Bu gidişe bir dur deyip hâlâ varolan kadınlığına, döngülerine ve içgüdülerine mi kulak verecek, yoksa nefesini kesen arzuların peşinde benliğini mi yitirecektir? Tükenmenin alegorisini kurgulayan Marie Darrieussecq'ten toplumsal cinsiyet rollerine, yozlaşmış kadın erkek ilişkilerine ve genç bir kadının varoluş mücadelesine dair tüm dünyada 40'tan fazla dile çevrilen klasikleşmiş ve çarpıcı bir metamorfoz hikâyesi...