Din veya inanç özgürlüğü meseleleri akademide, siyaset alanında ve medyada sürekli analiz, tartışma ve istişare konusu olmaktadır. Bu meseleler ulusal, bölgesel veya uluslararası bütün seviyelerde ve istikrar, çatışma, güvenlik, eğitim ya da ayrımcılık gibi çok çeşitli konularla ilgili olarak ele alınmaktadır. Bu meseleler kadınları, erkekleri ve çocukları olduğu gibi, din veya inanç cemaatlerini ve başka çeşitli toplulukları da ilgilendirmektedir. Bu alanda özellikle kolektif haklar –mülkiyet, hayır işleri, yayın ve toplantı gibi– ana tartışma ve çekişme konusunu oluşturmaktadır. Peki ama ulusal, bölgesel ve uluslararası seviyedeki kolektif taleplerin temeli neye dayanmaktadır? Bu kitapta Dr. Mine Yıldırım, uluslararası insan hakları hukukunda din veya inanç özgürlüğünün kolektif boyutları başlığını ilk kez bu denli genişletilmiş ve ayrıntılandırılmış bir akademik çalışma olarak sunuyor. Elbette bu başlık da kendine özgü güçlükler içermektedir. Dinî cemaatlerin ne ölçüde bağımsız hak sahipleri olarak tanınacağı ve bunlara ne derece kolektif bir özerklik sağlanacağı konuları ulusal seviyede halen farklı yorum ve tartışmalara konu edilmektedir. Mine Yıldırım’ın gözler önüne serdiği üzere, aynı farklılıklar aslında uluslararası seviyede de hüküm sürmekte olup, Birleşmiş Milletler ile Avrupa yaklaşımları arasında, yani BM İnsan Hakları Komitesi’nin görüşleri ile Strazburg organlarının kararları incelendiğinde bu durum açıkça görülmektedir. Bu kitap, hukukçu, akademisyen, tarihçi, öğrenci, insan hakları alanında çalışan kişiler ve din veya inanç özgürlüğü ve/veya Türkiye ile ilgili bölgesel uzmanlardan oluşan bir okur kitlesine hitap etmektedir. Kitabın okurları, din veya inanç özgürlüğünün kolektif boyutuna dair etraflıca yazılmış, oturaklı bir teorik çalışmanın yanı sıra, böylesi bir yaklaşımın Türkiye örneği açısından gerekliliğine ve uygulanabilirliğine dair de kapsamlı bilgiler edinecektir.