Bilebildiğimiz kadarıyla ilk defa bu kitapta, Paris Komünü’ndengünümüze başlıca devrimci hareketler hakkında böylesine geniş bir fotoğraf arşivi derleniyor. Etimolojik açıdan devrim bir tersyüz oluş anlamına gelir: Toplumsal hiyerarşileri tersyüz eder, daha doğrusu ters dönmüş bir dünyayıdüzeltir... Bu çalışmada tutarlılık kaygısıyla “klasik” devrimleri tercih ettik, toprağı ve zenginlikleri dağıtmayı, sınıfları ilga etmeyi ve iktidarı emekçilere vermeyi hedefleyen eşitlikçi toplumsal devrimleri: Paris Komünü, 1910-1920 Meksika devrimi, iki Rus devrimi (1905 ve 1917), 1919 Alman ve Macar devrimleri, İspanya devrimi ve iç savaşı (1936-1937), Çin devrimi ve Küba devrimi. Dolayısıyla, daha önemsiz olmamakla birlikte farklı bir doğaya sahip olan başka devrimci hareketleri dışarıda bırakmak durumunda kaldık: Demokratik, antibürokratik ve antitotaliter devrimler (örneğin 1956 Macar devrimi) ve sömürge karşıtı devrimler ile ulusal kurtuluş mücadeleleri (mesela Hindiçin devrimi, Cezayir devrimi). Sözünü ettiğimiz bu devrimlerde de toplumsal bir boyutun varlığı su götürmez olduğundan, bu ayrımlar mutlak değildir fakat son tahlilde farklı olgular söz konusudur.