Cennet, cehennemin içindedir; düzen ve uyum kaosun içinde. Ütopya, gerçeğin içindedir; gelecek geleneğin, ilericilik tutuculuğun içinde. Başka hiçbir yerde değil… Altın tepsiyle sunulacak bir cennet yoktur; cennet söke söke elde edilir. Buna Curie yöntemi de diyebiliriz: Bir ton balçık içindeki bir gram radyumu ayrıştırmak. Emek yöntemi. Çoğumuz o balçığa baktığımızda, doğal olarak kocaman bir çamur yığını görürüz. Ama Curie’ler o bir ton balçığa baktıklarında bir gram radyumu görebilmişlerdi. Ve radyum başka hiçbir yerde değildir. Halk da böyle bir şeydir; tonlarca balçık. İçinde birkaç gram radyum var. Devrimci, Curie yöntemiyle o bir gram radyumu ayrıştırır ve aslında bu ayrıştırma işlemidir devrim. “Ayrıştırma” derken, samanlıkta iğne aramak gibi bir eylemden söz etmiyoruz. Fiziksel değil kimyasal bir işlemdir kastımız; “damıtma” işlemi. Curie’nin radyumu, tonlarca çamurun bir yerinde saklı değildi; öyle olsaydı işler kolay olurdu. Curie radyumu damıttı, bir ton çamuru bir gram radyuma dönüştürdü. Devrim budur.