Yönetimin merkezine kaçınılmaz olarak güç unsurunu koyan Meinecke, Devlet Aklı eserinde bu kavramı modern çağ öncesi düşünce tarihindeki izlerine de temas ederek ele alırken Machiavelli’yi milat olarak belirler. Çünkü ilk kez Machiavelli’yle beraber, olan ve olması gereken arasındaki ayrımda ilkinin lehine bir tavır alınmaktadır. Böylelikle Machiavelli, kendinden sonraki tüm siyaset düşüncesini de uğraştıran bir tartışmayı fitillemiştir. Temeli kamu yararı ve çıkar olan “devlet aklı” ahlaki gereklerle teraziye konmuş, olan’ı tespit etme cesaretini gösteren Machiavelli de sırf bu tavrından ötürü eleştiri oklarını üstüne çekmiştir. Makyavelizmin Fransa, İtalya ve Almanya’da alımlanışındaki eleştirilerden Büyük Friedrich’e etkisine; Hobbes, Hegel ve Fichte gibi filozoflardan Ranke ve Treitschke gibi tarihbiliminde çığır açmış bilginlere kadar uzanan bir çizgide, düşünce tarihi yaklaşımının mimarlarından Meinecke devlet aklı kavramının tarihini, alanın köşe taşlarından sayılan bu çalışmasında olağanüstü bir üslupla okuyucuya aktarıyor.