Sesinden âdeta bir dönemin ruhu yansıyan bir isimdi Denizkızı Eftalya: Boğaziçi’nin ta kendisiydi, nefesiydi; Boğaz’da yankılanan, plaklara kaydedilen sesi bir dönemin eğlence yaşamına damga vurmuştu. Bilen Işıktaş, kapsamlı araştırması Denizkızı Eftalya’da Türkiye’nin ilk assolistinin yaşam öyküsündeki sis perdesini aralıyor, birçok yeni belge ve bilgiyi gözler önüne seriyor: Bir Rum kızı nasıl en büyük yıldızlardan birisi haline geldi? Nasıl bir müzik çevresine sahipti? Osmanlı’nın çözülüşünden Cumhuriyet’in modernleşme sürecine uzanan günlere nasıl tanıklık etmişti? Dönemin sosyal, kültürel arka planında, gündelik yaşamında neler oluyordu? Denizkızı Eftalya portresinin nasıl bir zeminde şekillendiğini ortaya koyan Işıktaş, Türkiye’deki eğlence ve müzik dünyasındaki değişimi de onun üzerinden okuyarak çok boyutlu bir çalışmaya imza atıyor. Huzurunda defalarca konser verdiği Mustafa Kemal Atatürk’ten Nâzım Hikmet’e, Safiye Ayla’dan Afife Jale’ye, sazendelerden gazetecilere onlarca kişinin Eftalya’yla kol kola bir resmigeçidini sunuyor. Yaşarken efsaneye dönüşmüş Denizkızı Eftalya’nın gölgede kalmış yaşamının panoraması... “Bilen Işıktaş’ın kapsamlı ve incelikli araştırması sayesinde efsunlu Denizkızı’nın yaşamına yoldaşlık ederek onun sihrinden bir parçayı kendi yaşamlarımıza katıyoruz. Dahası, bu yaşamı görünmezlikten kurtaran yazarın umudunu paylaşarak Eftalya’nın sesinin Ege’nin iki yakasındaki halkların dostluğunda yankılanacağını düşlüyoruz.” Prof. Dr. Fatmagül Berktay