Hatıraların ele geçirdiği bir ev, geçmiş her yere sinmiş... Karanlık çökünce kar fırtınasına yakalanmış biri, tuhaf ve loş bir eve sığınmak zorunda kalır: Uğultulu Tepeler. Burası asla unutamayacağı bir yerdir ve Cathy’nin hikâyesini öğrenir. İyi bir kocayla çocukluğundan beri sevdiği tehlikeli bir erkek arasında yapmak zorunda kaldığı seçimi… Yaptığı seçimin onu nasıl ihanet ve intikama sürüklediği ve bugün bile acılarının devam ettiğini…Aşkın; otoriteyi, gelenekleri ve hatta ölümü bile nasıl yok saydığını… Ve tutkunun nasıl da ölümcül olabileceğini…*Montaigne,kütüphanesinde bulduğu kitaplar ve kendi kişisel deneyimlerinden yola çıkarak edindiği düşünceler üzerine 1572 yılında denemelerini yazmaya koyulur. Savaş ve atlardan yamyamlara, şiirden siyasete, cinsellikten dine, aştan arkadaşlığa çok geniş bir yelpazede konuları ele almıştır. Ancak tüm bunların ötesinde Montaigne, kendi iç dünyası ve doğası üzerinden genel olarak kadın ve erkeği anlamaya adamıştır kendisini. Denemeler, edebiyat dünyasının en kendine özgü ve kişisel yapıtlarından biridir ve modern okuru aydınlatmayı sürdüren bir Rönesans aklıyla kaleme alınmışlardır.