Çocukluğum, Tolstoy’un yayımlanan ilk eseri olmasına rağmen çarpıcı dili, karakter derinliği ve yalın konusuyla yazarın edebî dünyada kabul görmesine yol açan bir başyapıt hâline gelmiştir. Yarı otobiyografik roman olan bu eserde Tolstoy’un çocukluğundan ve çevresindeki insanlardan derin izler okura aktarılmaktadır. 10 yaşındaki Nikolay’ın çocukluk dünyası, hayal gücü, duygu ve düşünceleri aslında Tolstoy’un kendi çocukluk dönemini takip ederek çizilmiş bir yol haritasıdır. Ebeveyn-çocuk ilişkisini, çocukluğun masum tarafını ve duyguları keşfetme macerasını konu alan Çocukluğum, aynı zamanda yazıldığı dönemin gerçekliğini ve sorunlarını da gözler önüne sermektedir. Tolstoy, bu eseriyle hem kendi geçmişine vurgu yapmıştır hem de geleceğe seslenerek nesiller boyunca miras bırakacağı büyük eserlerinin temel adımını atmıştır.