Çocuklar toplumun geleceğidir. Her toplum kendi geleceği ve refahı için gerekli tedbirleri almaktadır. Çocuğun suça sürüklenmesi, içinde bulunduğu dönemin koşullarından kaynaklanır. Genç, gelişim döneminin gereği olarak psikolojik, sosyal vb. birçok faktörün altında bocalamaktadır. Gençlerin suç kapsamındaki davranışları çoğunlukla onların olgunlaşma ve uyum süreçleri çerçevesinde bir döneme özgü olarak kaldığını göstermektedir. Çocuk suçluluğu, tüm dünyada insanların dikkatini çeken toplumsal bir olaydır. Bununla birlikte çocuk suçluluğu neden bazı çevrelerde yoğunlaşmaktadır? Bu çocukların ailevi ilişkileri ne düzeydedir? Eğitim düzeyleri ile suça karışma oranları arasında ne tür bağıntılar vardır? Bütün bu faktörlerin yanında çocukların din algıları, kader anlayışları, suç ve suçu anlamlandırma ve suça iştiraklerinde ne tür bir etkiye sahiptir? Suça sürüklenen çocukların dini tutum ve davranışlarının ve dini bilgi düzeylerinin çok düşük olduğu ve bu durumun onların suça sürüklenmesinde en büyük faktörlerden biri olduğunu ifade edebiliriz. Aynı şekilde bu çocukların aile ve akran çevrelerinde de dinselliğin düşük seviyede olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu kitapta, çocuk suçlarının bazı bağımsız değişkenlere göre, özellikle, dindarlık ve dinsellik bağlamında değişip değişmediği, suça karışmış çocuklarda suç ve dindarlık arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı ve bu ilişkinin düzeyi ortaya konmuştur.