Batı’da 19. Yüzyılın düşünsel devrimi sonucunda “dünyayı cennete çevirme” vaadiyle ortaya çıkan hümanizm, Doğu’yu da etkilemiştir. Zamanla, bilim ve teknolojinin her şeye gücünün yeteceği fikri doğaya hükmetme mücadelesine dönüşmüş, insanı maddenin kulu hâline getirmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları da insan merkezli hümanizmin sorgulanmasına neden olmuştur. İşte tam bu noktada Profesör Lou Yulie, Çin kültürünün zaten özünde olan dengeli hümanizmiyle, Batı’nın insan merkezli hümanizmini karşılaştırarak tartışmaya açar. Ona göre Batı’nın birebir kopyası hâline gelerek uluslararası sahnede özgünlüğünü kaybetmeye yüz tutan Çin kültürü içerisinde, madde karşısında yabancılaşan insana manevi çözümler mevcuttur. Bunun, Yulie’nin sıklıkla vurguladığı “kültürel özne bilinci”nin, Çin’in temel öğretileri olan Konfüçyanizm, Budizm ve Daoizm’in modern insana uyarlanarak yeniden inşa edilmesiyle olacağını düşünürken okura, gündelik yaşantıdaki problemlerden varoluş sorunlarına kadar yanıtlar sunuyor.