Anadolu’daki kadınları diğer kadınlardan ayıran özellik, ismindeki süslü söylemden ziyade; çoğu zaman adına ev denilen bir hapiste infaz ediliyor olmasına, kendi ile ilgili karar alamamasına, küçük mutluluklarla kendisini avutmasına, gökyüzünün sadece karanlık yüzüne bakmaya maruz kalmasına rağmen ailesine bağlı ve teveccüh içerisinde olmasıdır. Birçoğunun hiçbir tapu dairesinde kaydı olmayan, etrafı acılarla çevrili ayrı bir çiçekliği vardır. Çiçeklikte hiçbir zaman gece gündüz olmaz, rüzgâr esmez, kısaca hiçbir tabiat olayı yaşanmazdı, ta ki Çiğdem’in gözünden dökülen yaşlar düşene kadar. Gençliği tohum edilip toprağa gömülen kadınlar başkalarının çiçekliğinde yeniden doğarlar. Çiçekliğin Esirleri, bir annenin kızını kurtarmak için neleri göze alabileceğini anlatırken bir yandan da kadınların var olduklarını, onların görünmez olmadıklarını, haklarının ve en önemlisi herkes gibi duygulara ve yaşam pınarına bağlı olduklarının kurgulandığı bir eser. Bir Çiğdem’in gözünden tüm toplumlara…