“Bazen hayatın gerçekleri aydınlıktır, elle tutulur gibi gözününönündedir, bazen de gevşek bir taşın ardına saklanmış gibikaranlıktadır ve ortaya çıkacak vakti bekler.” Simay, kendini bir haberin geleceği umuduna bağlamışbeklemektedir. Bu hikâyede tek mi kalacak, yoksa Burkay’danbir haber alacak mıdır? Birbirine girmiş olayların nihayet sırperdelerinin aralandığı, durmak bilmeyen bu karmaşanın ortasında Simay bir de geçmişin korkunç hayaletleriyle baş etmeye uğraşır. Burkay, planları doğrultusunda hareket etmeye kararlı,sonunda adaleti sağlayacağına emindir ama kalbinin çarpıntısınıduymazdan gelemez. Simay’ı güvende tutmanın en iyi yolu onugeride bırakmak mıdır, yoksa elini sımsıkı tutmak mı? Yüzünüezberlediklerinin yanı sıra, sesi öfkesini harlayan düşmanlara da kafa tutan Burkay, hem aşkına hem dostunun hatırasına sahip çıkmaya gayret eder. Hayat sahnesinde karakterleri gereği hep başrolü kapmış Simayve Burkay, zifiri karanlık gizleri günyüzüne çıkaracak, gerçeklerinacısıyla sınanacak, aşkla birbirlerine tekrar ve tekrar bağlanacaklar. Pür-i pak aşkları, aydınlık bir ruhun huzura kavuşmasına yardım edebilecek mi? Durmak bilmeden planlarını bozanlar, dirayetlerini kırabilecek mi? Her şey muhakkak ki bir çözüme varacak... ama hak ettiği sona ulaşabilecek mi?