Fransız edebiyatının belki de en çok okunan bu eserini, Leibniz’in “mümkün dünyaların en iyisi”nde yaşadığımız felsefesine, Pope’un “her şey iyidir” düşüncesine bir karşılık olarak yazar Voltaire. Bir pikaresk roman olarak yazılan Candide’de iyilik, erdem, özgürlük gibi kavramlar sorgulanır; farklı ülke, hükümdarlık, kral ve toplumları eleştiren, yer yer hicveden bir üslupla ele alınır. İyimser düşüncelerle yaşamını sürdüren genç Candide, bir gönül meselesi yüzünden Baron de Thunder-ten-tronckh’un şatosundan kovulunca, iyimser akıl hocası Pangloss ve karamsar filozof Martin’le uzun bir yolculuğa çıkar. Yolları Paris’ten El Dorado’ya, Paraguay’dan Türkiye’ye ve daha pek çok gizemli diyara düşen üçlü, yolculuk boyunca tanıştıkları köylüler, hükümdarlar, tüccarlar ve daha pek çok farklı insandan yaşama dair öğretiler topladıkları uzun bir maceraya atılır. Candide bu maceranın sonunda yaşamı ve insanı tanıyacak, varoluş amacını bulacaktır.