Çanakkale zaferinin mimarlarına, bu uğurda canlarını veren aziz şehitlerimize ve gazilerimize çok şey borçluyuz. Aldığımız her nefesten, cennet yurdu vatanımıza, okunan ezanımıza, Kur’an’ımıza, dalgalanan sancağımızdan bağımsız devletimize varıncaya kadar sahip olduğumuz her nimet için onlara dua etmeliyiz. Bugün, yüzyıl öncesindeki ruhu ve iman gücünü anlayabilmek için öncelikle Çanakkale’de verilen mücadeleyi çok iyi bilmek gerekir. Çanakkale'de ateş ve çelik yağmuru altında yalnız piyade tüfeği ve vardı, teknolojiye karşı insan bedeni! Ve destanı destan yapan iman! Askerler kendi cenaze sün*gü namazlarını kıldılar. Onları evde bekleyenler, “Baban gelirse ‘Annem seni hep bekledi’ de!” diye yaşadı, şehit kocasıyla ölüm ânında buluştu. Bu kitapta, hiç duyulmamış yeni bazı bilgi ve belgelerle birlikte bu eşsiz savunmanın gerçeklerini ve menkıbelerini okuyacaksınız. İnanıyoruz ki Çanakkale ruhunu ve inananların zaferini devam ettirmek, değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmakla mümkündür. Ve Çanakkale şehitliğine bilmeden gelip o topraklara basanlar için küçük bir not: "Orada açan her çiçek, topraktan fışkıran her papatya, her gelincik, o toprağa düşmüş gencecik şehitlerimizin pirüpak bedenlerinden dışarı fırlıyor. O şehitler, o çiçeklerle dünyayı görüyor. Lütfen bunu unutmayın!”