Hasret, sitem, hüzün, sevinç, kahır, nefret, mutluluk, kin, pişmanlık, yeis, umut… Bir bakışa yüklenebilecek onlarca duygu varken son anda ipten alınmış intihar müteşebbisinin ruhundaki karmaşaya ait boşluk vardı Gül’ün gözlerinde.Hastaneye kadar dizlerini yastık ettiği adama, şakağını okşarken, kanıyla kınalanan avuç içlerini iki yanından yapıştırdığı duvara omuzlarından çivilenmişçesine gözlerini bir an olsun kırpmadan bakıyordu. Tam karşısında bilinci kapalı, iki dünya arasındaki o ince çizgide mekik dokuyan bu adam, karanlıkların ak göğsünden emzirip büyüttüğü mısralara gün yüzü gösterecek pusulanın ibresine tutunabilecek miydi?