...Takip uzadıkça uzadı. Şafak sökmek üzereydi ama takip hâlâ sürüyordu. Zalim soğuğun kucağında, kalın kıyafetler içinde yürüyüp koştukça, terden sırılsıklam olmuşlardı. Hava dondurucu derecede soğuk olmasına rağmen üniformanın içindeki bedenleri ateşli buharlar üretiyordu. Terli vücutlarına vuran soğuk rüzgâr, tüm dengelerini bozmuştu. Hararetli vücutları; cennet ve cehennem gibi, siyah ve beyaz gibi keskin bir karşıtlığın ortasındaydı. Ertuğrul'un arkasındaki müfreze erleri sadece yürüyüp koşuyor ve mermi sesi geldiğinde yere yatıyordu. Birkaç kez "Kumandanım, geri dönelim" diyecek olsalar da, daha cümlelerini bitiremeden sert cevaplar almışlardı. Gurur meselesi yapmıştı Ertuğrul. Onun müfreze komutanı olduğu yerde firar edenler mutlaka yakalanmalıydı.