Vaktiyle canları sıkılan cadılar, esrarlı küplerine biner, göklerde uçarmış. Rastladıkları, kıskandıkları, belki de canları istediği insanlara cızırdayan küplerinin üzerinden başlarını uzatır, ellerindeki yağlı kırbaçları ile vururlarmış. Bu kırbacı yiyen insanlar bir daha acıdan, ızdıraptan kurtulamazlarmış. Tarihî romanlarıyla ünlü Bekir Büyükarkın, gazete tefrikalarında kalmış olan bu romanını da okuyucuların ilgiyle okuyacaklarını ve 1940’lı, 1950’li yılların Türkiye’si hakkında fikir sahibi olacaklarını umuyoruz.