''Hazinenin yerini bulmayı hiç düşünmediniz mi?'' diye sordu kısık bir sesle Ozan. Hikâyenin büyüsüne kendisini oldukça kaptırmıştı anlaşılan. Aynı kısık tonda cevap verdi Fenerci Baba, "Bunu aklımdan bile geçirmedim, çünkü o hazine lânetli. Eğer böyle bir hazine varsa dahi Mavi Ada kimseyle paylaşmak istemiyor besbelli," dedi. Yazar olan Mercan, üç çocuğundan ve karısından uzakta, Mavi Ada'da yaşamını sürdürmektedir . Bir gün yakalandığı hastalığa yenik düşen karısı hayatını kaybeder. Üç çocuğu babalarının yanına Mavi Ada'ya taşınmak zorunda kalırlar. Adadaki evleri deniz fenerinin karşısındadır. Çocuklar, Fenerci Baba ve bir kâhin olduğuna inanılan kör kızı Mavi'yle de tanışırlar. 1800'lü yıllarda hazine uğruna katledilen bir Rus Prensesi’ne ait batık gemi, adanın karşısında bulunmaktadır. Prenses'in hazinesi adada bir yerlerde gizlidir, vee lânetlidir. Mercan, Fenerci Baba ve çocuklar Mavi Ada'nın üzerinden bu lâneti kaldırabilecekler midir?