Akın Bakioğlu, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihindeki şüphesiz en “büyük” olaylardan biri olan 1991 madenci grevini ve Ankara’ya doğru çıkılan uzun yürüyüşü anlatıyor. Büyük Madenci Yürüyüşü, trajik bir cephesi de olan bu büyük direnişi, işçi sınıfının kendini inşa etme deneyiminin kurucu bir anı olarak resmediyor. Bu hikâyeyle özdeşleşen sendika önderi Şemsi Denizer’in portresiyle birlikte… Bir işçi havzası olarak Zonguldak’ın emek tarihindeki yerini hatırlatan Büyük Madenci Yürüyüşü, aynı zamanda bu büyük grev ve yürüyüşün Zonguldak’ta bıraktığı etkilerin izini sürüyor. “Yazar… sendika tabanında 1991’i örgütleyenlerin, Zonguldak’tan başlayan Ankara yürüyüşüne katılanların sesine kulak vererek grevin ve yürüyüşün arka planını, hayatın içinden bakarak anlayabilme, açığa çıkarabilme ve anlatabilme yolunu seçmiş… Tabanda direniş fısıltılarını yayan ve geçmişteki ‘tabanın sesi’ hareketinin devamı sayılabilecek işyeri birim komitelerinin direnişin örgütlenmesindeki, Zonguldak sokaklarındaki ilk yürüyüşlerin, grevin, Ankara yürüyüşünün kotarılmasındaki etkisi kitapta tanıklıklara dayanılarak ele alınmış, anlatılmıştır.” CAN ŞAFAK