70’lerde soğuk bir yetimhanenin izbe banyosunda küçük, kendine kapanmış çıplak bir beden buzdan çözülmüş bir suyun çığlığıyla karşılık verir hayata. Teninin altına yerleşen soğuğu hiçbir dokunuş ısıtmayacaktır artık. Geçmişten çıkıp gelen hala, genelev emekçisi Leman ve aşığı İbrahim… Talih, Nazmi Hoca, Nilgün ve diğerleri. Kapı önünde kalmış bir protez bacak… Ölümler, intiharlar… Birbirine değdikçe bir diğerini alaşağı eden yaşamlar. Birbirinden kopmaya çalıştıkça hepsi bir girdabın içerisinde savrula savrula aynı karanlık noktaya doğru akıyorlar. Anlatıya eşlik eden hüzünlü, sarı Murat 131’in dikiz aynasında parçalanmış, kayıp bir ailenin trajedisi akıyor. Bunun Adı Girdap sırtını şiire dayamış zengin ve akıcı diliyle tek solukta okunacak otobiyografik bir anlatı. Ayfer Feriha Nujen’in şair dilinden damıttığı ilk roman. Jaklin Çelik