Ülkenin en eski ve devlet kurucu hüviyeti taşıyan partisi CHP’nin üyeleri ve taraftarları, 1970’lerde “Ecevitçi” diye anılıyordu – bu durum, Bülent Ecevit’in etkisini özetlemeye yetecektir. Öncesinde, 1950’lerden 60’lara uzanan dönemde, CHP’nin “Ortanın Solu”na dönmesinin öncülerindendi. 12 Mart 1971 darbesine karşı tutumuyla, CHP’de tarihî bir kopuşu gerçekleştirdi ve lider oldu. 70’lerin ardından, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, CHP’yi terk ederek kurduğu Demokratik Sol Parti’yle kendine yeni bir rota çizdi ve bu rota onu 1990’ların sonunda başbakanlığa götürdü. Bu dönemde ideolojik serencamı çok tartışıldı. Faal gazetecilik deneyiminden gelen, şair ve entelektüel kimliği olan, romantik imgesi ve karizması bu vasıflarıyla tamamlanan, sıra dışı bir siyasetçi portresi... Elinizdeki kitap, Türkiye’nin yarım asrında izi olan Bülent Ecevit’in fikir, siyaset ve hayat hikâyesini anlatıyor. “Kitlelerin Ecevit’e yakıştırdığı Karaoğlan benzetmesi, halkın onu bir politikacıdan çok popüler bir yıldız gibi gördüğünü gösteriyordu. (…) Aynı zamanda ‘bir politikacı gibi davranmayı’ reddetti; konuşmaları idealizmle dolu olmakla birlikte doğrudandı.” Feroz Ahmad - Demokrasi Sürecinde Türkiye