Bu elinizdeki kitap bir antolojidir. Bazıları, her ne kadar “Çok Şairli Kitap”, “Şairlerin Topluca Hazırladıkları Şiir Toplusu” gibi ifadelerle antoloji sözünü kullanmamayı düşünüyorlar. Ama, haklı değiller. Tek haklı tarafları şu ki; son yıllarda çok şiir antolojileri hazırlandı ve maalesef bu antolojilerin sanat düzeyleri düşük ve seçkiler şairlerin değerlerini yansıtacak durumda değiller. Oysaki, antoloji hazırlama geleneğinin çok eski bir geçmişi vardır. Antoloji kelimesinin etimolojisine baktığımızda Yunanca “Anthos”dan geliyor. Bu “Çiçek” anlamındadır. Anthos’un sonuna eklenen “Legein” kelimesi “Derlemek=Seçmek” demektir. “Anthoslegein”, eski Yunanca bir tamlama olup “Bahçeden çiçek derlemek” anlamına gelir. Bu tamlama Fransızca’ya “Anthologia” olarak geçmiştir. Biz de 1929’dan sonra “Antoloji” kelimesini hazırlanan seçme kitaplarda kullanmaya başlamışız. İşte bazılarının “Antoloji” kelimesine tepkisi bundan gelmektedir. 1929’dan önce hazırlanmış toplu seçmeleri içeren kitaplar yok muydu? Edebiyat tarihimiz içinde bu seçmelere “Mecmua”, “Müntehabat”, “Nümuneler”, “Cönkler”, “Çelenk”, “Güldesteler”, “Toplu”, “Şiirler Toplusu”, “Seçmeler”, “Şiir Demetleri”, “Örnekler”, “Güller” gibi adlar verilerek hazırlanan çok kitaplar bulunuyor. Maalesef, Ali Canib (Yöntem)’in 1930 yılında “Türk Edebiyatı Antolojisi” adıyla yaptığı derleme çalışması, hep örnek alınarak genellikle “Antoloji” kelimesi kullanılagelmiştir. Biz antoloji kelimesi yerine “Güldeste” adını kullanmaya özen gösteriyoruz. Güldesteler genellikle aynı tür eserlerin bir oraya toplanmasıyla oluşur. Şiir, öykü, güfte vb. gibi. Belli bir zaman diliminde verilmiş değişik türlerden de seçmeler yapılabilir.