Daha hiçbir şey yokken uçsuz bucaksız bir su vardı. O vakitler “Kişi”, yer ile gök arasında pek mutluydu. Fakat bir gün kaybedenlerden olup, huzurdan kovuldu ve Erlik (Şeytan) adını alarak dünyaya gönderildi. Tüm itibarını kaybeden Erlik, topraktan yaratılan insanoğluna bitmek bilmeyen bir kin ve düşmanlık duymaya başladı. Zaman aktı, çağlar ve coğrafyalar değişti ama ezeli düşmanlık hiç bitmedi. Unutulmaması lazım gelen nice şeyler unutulup gitse de kimi kadim sırlar masallara, efsanelere, destanlara ve mitlere karışarak zamanın nihayetine dek var olmanın bir yolunu buldular. *** Büyük Tufan’ın bitiminde gemiden karaya seksen kişi çıktı. Bunların yetmiş üçü bir tür salgına yakalanıp öldü. Hayatta yalnızca Nuh Peygamber, üç oğlu ve üç gelini kaldı. Hz. Nuh; dünyayı kendince üçe ayırıp Ham, Sam ve Yafes adlı üç oğluna pay etti. Bütün Türklerin atası olan Yafes’in hissesine Türkistan düşünce oğlan buranın kurak olduğunu düşünüp biraz hüzünlendi. Bunu gören Nuh Peygamber, en sevgili oğluna bir taş verip, bir dua öğretti. Yafes, hangi vakit yağmura, kara ihtiyaç duyarsa o taş sayesinde yağdırabilecekti artık. Ve olağanüstü özellikleri olan o taş, çağlar boyunca Türk devletlerinin birliğinin ve saadetinin yegâne kaynağı oldu. *** “Yada Taşı Efsanesi” serisinin üçüncü kitabı olan “Börü Pençesi”nde Yada Taşı’nın olağanüstü güçleri karşısında direnemeyen ve tükenmenin eşiğine gelen insanoğlu ile iblislerin son savaşını; kehanetlerde haber verilen seçilmiş kağan ile efsanevi börülerin, Şeytan Erlik Han’ın Yeni Dünya Düzeni hayaline son verme mücadelesini okuyacaksınız. Taht Oyunları (Game Of Thrones), Yüzüklerin Efendisi (The Lord Of The Rings), Zaman Çarkı (The Wheel Of Time) ve Hobbit (The Hobbit) gibi eserleri sevenlerin mutlaka okuması gereken bir TÜRK MİTOLOJİSİ ROMANI…