Bizim memleket Güdül’ü bir vefa borcu olarak, satırlara dökmeye basladıgımda, çocuklugumda yasadıklarımı, hatırladıgım kadarıyla yazdım. O günleri güzel anmamı saglayan en basta Ballisinlerin Ümmühan Ebemi anmak isterim. Ebem en acımasız olumsuzlukları, güzele indirerek sunardı. Onun duygusuz gibi görünen tavrını, imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Okumanızı isterim, özellikle benim yas grubundakiler ve geçmisini öğrenmek isteyenler, kendinizi anılar içinde bulacaksınız. Güdül, bir sekilde hepimizin hayatında dokunmus. Kahırlı bir bakısı var. Hep ayrılırken burukluk hissetmemiz bundan… Güdül yanardag küllerinden beslenen bir gül, karanlık viranelerde öten bülbül… Günün birinde, belki de sırça köskler gibi degerini bulur. Güdül benim için, yalnızlık, hasret, kahır, vefa demek. Her seye ragmen, masumiyetini ve kararlılıgını yitirmemistir. Yesil Güdül’e hos geldiniz. Bu kitabı Ballisinlerin Ümmühan Ebeme naçizane armagan ediyorum. Aziz hatırasına saygıyla…