Zor coğrafyadır. Onlar, bu coğrafyanın adı konmadık emekçileridir. Alın teri ile toprağı sulayan ama karınlarını bir türlü doyuramayan yoksullardandı. Her yıl toprağa umut ektiler, hasat mevsiminde umudun hasadını yaptılar. Fakat insanın şaşırdığı bir şey vardı. Memleketin coğrafyası el değmemiş bakir bir coğrafyaydı ve çok güzeldi. Doğa güzelliğinin tarifini yapmak için bildiğim kelimelerin yeterli olacağını düşünmüyorum ama yine de anlatmaya çalışayım. Etrafı yüksek dağların, alçalan uzantıları ile çevrilmiş, derin vadilerin parçaladığı araziler küçük düzlüklerden ibarettir. Coğrafya, içinde acılar, hüzünler besler. Ne zaman bir türkü söylense insanın yüreğini acıtır. En çok acılar zamansız ölümlerin geride bıraktığı çaresizliklerdir ve bunun adı her zaman kaderdir. Kadere karşı gelmek, kaderi değiştirmeye çalışmak için düşünülen ne varsa ona büyüklerden, yaşlılardan izin çıkmaz. Bu yüzden yetişen gençler, ailesine karşı uyumsuzdur, söz dinlemezdir veya sürekli gizli düşler, gizli düşünceler peşindedir.