Propaganda ya da psikolojik savaş, insanların savaşa karşı tutumlarına karar vermelerini sağlayan şartlar üzerine bir sahte çevre yaratmaya bağlıdır. Bu nedenledir ki, savaş propagandası yapanlar için düşmana bir suç yüklemek ve kendilerini için yüksek ahlâkî değerlerle bezenmiş bir zemin hazırlamak esastır.Birinci Dünya Savaşı boyunca savaştaki taraf devletler -özellikle İngiltere ve Almanya- diğer devletlere karşı; savaşa girişlerindeki haklılıklarını ve savaşın başlamasına neden olanlara taraf olmadıklarını anlatma gereğini duymuşlardır. Bu amaçla propaganda ağlarını kurmuş ve bunu bir kamu hizmeti olarak yorumlamışlardır. Çok etkin bir şekilde yapılmaya başlanan propaganda faaliyetleri tarafların dinî, siyasî, askerî ve kültürel hedeflerine yöneltilerek, savaşan taraf devletlerin sivil ve asker kitlelerini etkilemeyi ve yönlendirmeyi hedef almış; yanıltma, taraftar kazanma ve planlanmış istekleri kabul ettirme amacıyla acımasız bir şekilde devam ettirilmiştir.Bu kitap, Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlerin kendilerine yüksek ahlakî değerlerle süslü bir misyon yüklemek ve uluslararası kamuoyunu ikna etmek için uygulamış oldukları propaganda faaliyetlerini arşiv belgelerinden istifade ederek açıklamaktadır.