“[...] itiraf etmeliyim ki bana hep hayatta hüzünlü bir şey varmış gibi geldi. Ne olduğunu söylemek zor. Hepimizin bildiği, ölümün, hastalığın, fakirliğin hüznünden bahsetmiyorum. Hayır, bu farklı bir şey. Derinde, çok derinde, insanın bir parçası, aldığı nefes gibi... Ne kadar çok çalışıp kendimi yorsam da durduğum anda orada olduğunu, beklediğini biliyorum. Herkes mi böyle hissediyor, diye merak ediyorum. Hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ama o güzel mutlu şarkılarının altında belki de sadece bunun, -bu hüzün olabileceğini düşünmek çok ilginç değil mi?”