Küçük adamlar büyük makam ve rütbe tutkusunun bedelini, ruh sağlığını kaybederek ödemektedir. Nikolay Vasilyeviç Gogol Rusya’nın çürümüş bürokrasisini, gerçekçi kalemiyle küçük adamlar üzerinden anlatmaktadır. Bir Delinin Hatıra Defteri’nde orta hâlli bir memurun âşık olduğu kadın tarafından fark edilmeyi arzularken günden güne delirip kendini İspanya Kralı ilan etmesine kadar süreci anlatırken Portre’de ise yoksulluk içinde yaşayan yetenekli ressam Chartkov’un bir dükkândan satın aldığı gizemli portreden sonra önüne sunulan iki yoldan birini seçerken yaşadığı tereddütü anlatmaktadır. Gogol ile birlikte Rus edebiyatı, Batı etkisinden kurtulmuş, kendi kimliğini kazanmaya başlamıştır. Gerçekçi fakat bir o kadar da fantastik karakterler dönemin Rusya’sının ta kendisidir. Hikâyelerinde günlük hayatı ve bayağı kişilikleri, zaman zaman mizahî zaman zaman öfkeye varan bir şekilde yeren Gogol’ün kahramanları “Bir Delinin Hatıra Defteri”nden fırlamış gibidir, anlatıcılar tüm hayret edici “Portre”leriyle okura özenli çeviri ve edisyonu ile takdim edilmiştir.