Cezaevleri, dışarıdan bakan için bir kapalı kutu gibidir. Peki, izlediğimiz filmler, belgeseller veya okuduğumuz kitaplardan gördüğümüz “kapalı kutular”da neler oluyor? Dışarıdaki bir birey bu kapalı kutuları bir yapıdan, mekândan ibaret görebilirken, kapalı kutunun yüksek duvarlarının ötesinde neler yaşanıyor? İçeride veya dışarıda olmak, mahkûm ya da hür olmak arasındaki ince çizgide bu mekânların önemi nedir? Bu sorular ve daha fazlası; infaz koruma memurları, cezaevine girip çıkmış hükümlüler, cezaevi deneyimi olmayanlar ve sadece polis nezarethanesinde kalmış bireylerle yüz yüze gerçekleştirilen derinlikli mülakatlardan elde edilen veriler ışığında açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın temsil mekânları ise “Karaman M Tipi Kapalı Cezaevi” ile “Karaman Açık Ceza İnfaz Kurumu” olarak seçilmiştir.İnsan hayatının kritik bir dönemini ve toplumsal hayatın incelenmeye değer bir boyutunu teşkil eden kapatılma olgusu ve cezaevi mekânı, sosyolojik araştırma pratiğinde hassas bir eşikte yer almaktadır. Herhangi bir ötekileştirmeye maruz bırakmadan, meseleyi her odaktan görebilmek ve hakkıyla anlatabilmek hiç kolay değildir. Bu çalışmada söz konusu hassasiyetler gözetilmiş, sosyal bilim penceresinden mesele ciddiyetle ele alınmış ve pek çok yeni veriye ulaşılmıştır.